Obezite günümüzün önemli bir sorunu olararak yerini almıştır. Sedanter yaşam, fast-food tüketim alışkanlığının yaygınlaşması obezitenin giderek artışına neden olmuştur. Çocuklar dışarda koşarak oyun oynamak yerine neredeyse zamanının büyük bölümünü televizyon ve bilgisayar başında geçirmekte yanında da cips,çikolata, kolalı içecekler tüketmektedirler. Bunların sonucunda hızla artan kilolara bağlı olarak obezite ve metabolik sendrom meydana gelmektedir.
Metabolik Sendroma Sahip Kişiler?
- Obezite; Bel çevresi kadınlarda 82 cm ' den erkeklerde 94 cm' den fazla olması
- Hipertansiyon: >140/90
- Bozulmuş açlık şekeri/gizli şeker/aşikar diabet
- Trigliserid değeri: >150 olması
- HDL Kolesterol : erkelerde 40, kadınlarda 50 altında olması
Metabolik sendrom tanısındaki parametrelerin hepsi insülin direnci sonucu ortaya çıkan durumlardır.
İnsülin Direnci Risk Grubu:
- Ailesinde diabet olanlar
- Kilosu fazla olanlar (elma tipi obezite)
- Bel çevresi erkekte 92 cm, kadında 82 cm' den fazla olanlar
- Yaşlılar
- Vücut kitle indeksi 25' in üzerinde olan kişiler
- Ürik asidi yüksek olanlar
- Polikistik Over Sendromu olan kişiler
- Kortizon tedavisi kullananlar
- Hareketsizlik
- Bazı depresyon ilaçları
İnsülin direnci ölçümü basit sonuç verme özelliklerine sahip HOMA-IR yöntemi ile kolayca hesaplanır. HOMA hesaplama sonucu 2.7 üzerinde olanlar insülin direncine sahip olarak kabul edilir. HOMA-IR=Açlık kan şekeri X Açlık insülin düzeyi/405
İnsülin direnci diabet dışında hipertansiyon, karaciğerde yağlanma, koroner kalp hastalığı, meme kanseri,prostat kanseri, uyku apne sendromu, hirsuitizm (kıllanmada artışı) hastalıklara neden olur. İnsülin direnci olan kişilerin kilo vermesi biraz zordur. Yüksek karbonhidrat içerikli unlu gıdalardan yapılmış gıdalar tüketildiğinde kanda insülin hormonu yüksek seyreder ve bu da doygunluğun kısa süreli olmasıyla sonuçlanır. Sık acıkma yeme kısırdöngüsü sonunda obeziteye neden olur.
TEDAVİ
Yaşam Tarzı Değişikliği:
Bu hastaların en önemli tedavisi kilo vermektir. Hastalar zayıfladığında karın içi yağ miktarı azalmakta ve insülin direnci kırılmaktadır. Özellikle karbonhidrat içeriği gıdalarla beslenme (hamur işleri, poğaça, açma, makarna, kızartma vs) insülin direncini ve obeziteyi artırmaktadır. Bu tarz beslenme alışkanlı terkedilmeli başarılamıyorsa minumum düzeye indirilmelidir. Kilo vermede diğer önemli nokta egzersizdir. Hareketsiz kişiler normal kiloda olasalar bile zaman içerisinde insülin duyarlılığı giderek azalmaktadır. Bundan dolayı metabolik sendromda ve insülin direnci olan kişilerin haftada en az 3 gün en az yarım saat süren fiziksel aktivitede bulunması gerekir.
Medikal Tedavi:
Metabolik sendrom ve insülin direnci farklı semptomlarla karşımıza çıkabilir. Bundan dolayı metabolik sendrom bileşenlerinin herbirine ayrı tedavi yöntemleri belirlenmelidir.
Diabet ve gizli şeker varlığında ilk kullanılacak ilaç metformindir. Metformin kullanımıyla karbonhidrat metabolizması düzenlenmekte, altta yatan insülin direnci kırılmakta ve diğer metabolik parametreler olumlu yönde etkilenmektedir.
Morbid obez hastalarda orlistat kullanılmaktadır. Vücut kitle indeksi 40 ve üzerinde olan hastalar ise cerrahiden fayda görmektedirler.
Metabolik Sendromun bir parçası olan hipertansiyon varlığında ise insülin direncini kıran ilaçlar ACE İnhibitörü ve Anjiyotensin reseptör blokeri grup ilaçlar etkili olmaktadırlar.
İnsülin direnci ile birlikte seyreden metabolik sendrom ve obezite toplumların önemli bir sorunu haline gelmiştir. Metabolik sendrom ve insülin direncinin bir estetik sorundan ziyade tüm sistemleri etkileyen ve hayatı tehdit edebilen klinik durum olduğu bilinmelidir. Bu konularda hastalar ve toplum ne kadar çok bilinçlendirilirse bu sorunlarla mücadele etmek çok daha etkili olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder