14 Aralık 2013 Cumartesi

OBEZİTE VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Obezite basit anlamıyla sağlığı bozacak düzeyde vücutta fazla miktarda yağ birikimiyle karakterize bir durumdur. Sanayileşmiş batılı ülkelerin önemli bir sorunu olmaya başlamıştır obezite. ABD' de 20 yaş üstündeki nüfusun %55' i aşırı kilolu, %23 ' ü ise obezdir. Bu verilerle 2025 yılında ABD' de her iki kişiden birinin obez olması beklenmektedir. Batılı ülkelerde de durum pek farklı değildir. Obezite sıklığı ülkemizde de giderek artış göstermektedir. 24788 kişinin katılım gösterdiği bir çalışmada kadınlarda %30, erkeklerde %13 , genel popülasyonda ise % 22 civarında obezite oranı elde edilmiştir. Adrese dayalı 2009 verilerine göre obez nüfus % 31 kilolu nüfus %37 olarak hesaplanmıştır. Burdan anlaşıldığı üzere Türkiye giderek şişmanlamakta...



Obezitenin önemi özellikle ona bağlı olarak ortaya çıkan ikincil hastalıklar sebebiyledir. Obezite koroner kalp hastalığı, diabet, hipertansiyon, felç ,osteoartrit, varis,uyku-apne sendromu,yumurtalık kistleri,depresyon, rahim,meme,prostat ve kalın bağırsak kanserleri için risk faktörüdür.

Obeziteyi sınıflayabilmek ve sayısal olarak belirtmek için beden kitle endeksi ve bel çevresi ölçümleri yapılmaktadır. Vücut kitle indeksi vücut ağırlığının boyun karesine (metre cinsinden ör.1,75 gibi) bölünmesiye ortaya çıkar. Örnek verecek olursak 75 kilo ağırlığa sahip ve boyu 1.75 olan kişinin vücut kitle indeksi:
 75/ 1.75X1.75=24.5 olarak hesaplanır ve normal sınırlar içindedir.


Bel çevresi:


Bel Kalça Oranı:

Karındaki yağ miktarını yansıtan ve çok kullanılan bel çevresi/kalça çevresi oranıdır. Bu oran kadınlarda 0.85' ten, erkeklerde 1.0' dan yüksek ise obezite lehinedir.

Obezite Nedenleri

  • Fiziksel aktivite azlığı
  • Aşırı ve yanlış beslenme
  • Yaşın artması
  • Cinsiyet kadınlarda daha fazla
  • Hormonal ve metabolik etmenler
  • Psikolojik bozukluklar
  • Doğum sayısı ve doğumlar arasındaki sayı
  • Kullanılan bazı antidepresan ilaçlar
  • Genetik faktörler


Obezite Tedavi Prensipleri

Obezite tedavisinin zorluğu kiloların verilmesini takiben tekrar verilen bu kiloların geri alınmasıdır. Bu sebeple hedef yaşam ve davranış değişikliği olmalıdır.Tedavi başlangıcında vücud kilosunun %10 civarında bir kilo kaybı dahi oldukça sağlıklı yararlar sağlamaktadır. Bu nedenle tedavi yavaş yavaş ve aşama aşama yürütülmelidir. Böylece kişilerin direncide kırılmış olur.Obezite hastalarının %90' ını kilolarını bir süre sonra tekrar geri kazanmaktadırlar. Bu sebeple hedefler çok yüksek tutulmamalı gerçekçi hedefler konmalıdır. Bu nedenle ilk 6 aylık süreçte ağırlığın %5-10 civarında verilmesi hedeflenmeli ve kişiye özgü programlar seçilmelidir. Günlük kalori miktarları azaltılarak başlanmalıdır.Kadınlar için günlük 1000-1200 kalori,erkekler içinse 1200-1600 kalori makuldur. Kalorinin % 15'i proteinlerden, %55-60 'ı karbonhidratlardan, %25-30' u yağlardan oluşmalıdır.

Egzersiz:

Obezler için egzersiz zor bir olaydır ancak tedavinin olmazsa olma bir parçasıdır. Günde 30 dakika haftada 4 kez, günde 45 dakika haftada 3 kez egzersiz obezler için uygun olacaktır.

İlaç Tedavisi:

Obez hastalar kendilerini fazla zorlamak istemezler ve daha kolayı seçerler. Bu nedenle ilaç tedavisine meyillidirler.Ancak bu kategoride kullanılan ilaçlar genelde yan etkileri fazla olan ,etkinlikleri sınırlı ve maliyetleri yüksektir. Ülkemizde vücut kitle indeksi 40 ve üstünde olan hastalar için endokrinoloji uzmanı tarafından düzenlenen raporla sosyal güvenlik kurumu tarafından ücretsiz karşılanmaktadır. Orlistat etken maddeli ilaç ülkemizde tek ruhsatlı ilaçtır. Orlistat yağ asitlerinin emilimini sağlayan enzimlere bağlanıp onları inhibe ederek yağ emilimini azaltır. Yağlı defekasyon, gaita ve gaz kaçırma gibi yan etkileri mevcuttur.

Cerrahi Tedavi:

Tıbbi tedaviye yanıt vermeyen vücut kitle indeksi 40 ve üzeri hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilir. Bu yöntemler arasında intestinal by-pass, gastroplasti, ayarlanabilir slikon mide bandı takılması, gastrik balon uygulaması sayılabilir. Bu yöntemlerle midede ortalama 50 ml'lik kalan bölümle gastrointestinal sistem sürekliliği sağlanır ve erken doyma hissiyatı ile gıda alımı azalır. Bu tedaviyle obeziteye bağlı gelişen komplikasyonlarda da belirgin düzelmeler sağlanır.

     
Obezite tüm dünyada yayılarak artmakta ve önemli sağlık sorunları sıralamasında hızla yükselmektedir.  Bu nedenle en önemli nokta obezitenin tedavisinden ziyade obez olmamak için alınacak önlemlerdir.  Fiziksel aktiviteler artırılmalı, Tv ve bilgisayar başında geçen süreler azaltılmalı, fast food alışkanlıklarından vazgeçilmeli ve ev yemekleri tarzında beslenme ön planda olmalı, asansör yerine merdiven kullanılmalı, otobüsle bir yere gittiğimizde gideceğimiz yerden bir durak önce inip yürümeli, arabamızı gideceğimiz yere biraz mesafeli park edip yürümeli bu ve buna benzer davranışları alışkanlık haline getirmeliyiz.

Yazıdan fayda gördüyseniz ve beğendiyseniz teşekkür olarak sağ üst köşedeki reklama tıklarsanız sevinirim.

3 Aralık 2013 Salı

KANSER

Kanser günümüzde giderek artan önemli bir sağlık sorunu halini almaya başlamıştır. Ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra 2. sırada gelmektedir. Ülkemizde en sık görülen kanserler erkeklerde akciğer,prostat, kolon,rektum, mide pankreas; kadınlarda meme,akciğer,kolon, rektum,serviks, over , mide ve pankreas kanserleri gelmektedir.

Aslen şişlik anlamına gelen tümör deyimi halk arasında kanser yerine kullanılmaktadır. Tümör normal dokuların gelişmesini aşan normal dokulara uyum sağlamayan kendisini oluşturan uyaranın yok olması durumunda dahi büyümesine devam eden anormal doku kitlesidir. Kanser terimi ise herhangi bir sınırlama ve sonlanma göstermeyen kontrolsüz hücre çoğalmasıyla karakterize bir durumdur. Malign (kötü huylu) tümörlerin hepsi kanser olarak adlandırılır.

  Vücudumuzdaki sağlıklı hücreler bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Bu bölünme olayı ölen hücrelerin yenilenmesini  ve vücuttaki yaralanan dokuların onarılmasını sağlar. Fakat bu bölünme yetenekleri kısıtlıdır. Sonsuza dek bölünemezler. Normal hücreler bölünme sayıları ve ne zaman bölünecekleri belli ve programlıdır. Hücreler bir yandan apoptozis denen programlı hücre ölümü ile yokolurken, bir yandan da büyüme faktörlerinin etkisiyle çoğalmaya devam eder.Büyüme faktörü DNA' da bulunan türlü genlerin etkisiyle oluşan proteinlerdir.Bu genler değişime uğrayıp hücrelerin bilinçsizce büyümesine neden olursa kanser hücreleri oluşur. Bu genler de onkogen adını alır. Kanser hücreleri bulundukları tümörden kan yada lenf yoluyla vücudun başka bölgelerine göç ederlerse  metastaz diye adlandırılırlar.




Kanser Nedenleri 

  • Sigara kullanımı
  • Uzun süreli ve aşırı dozda  radyasyon maruziyeti
  • Bazı virüsler
  • Hava kirliliği
  • Uygunsuz saatlerde uzun süre güneş ışınına maruziyet
  • Bazı kimyasallara maruziyet (asbest,katran,boya maddeleri vs.)
  • Kötü beslenme alışkanlıkları



Kanser ve Beslenme

Kanser oluşumunda beslenme alışkanlıkları çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle kaçınmamız ve dikkat edeceğimiz noktaları bilirsek kansere karşı daha korunaklı olabilir. Aşağıdaki hususlara dikkat etmekte fayda olacağı kanısındayım.

  • Günlük olarak yediğimiz gıda maddelerinde kullanılan katkı maddeleri kanser gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Etlerin kullanılan nitritler, diyetlerde kullanılan yapay tatlandırıcılar, renk verici gıda boyaları bu tür maddeleri dikkatli tüketmeli ve uzak durmalıyız.
  • Kızartma,kavurma,tütsüleme gibi pişirme yöntemleri kanser oluşumunda rol oynamaktadır. Özellikle proteinden zengin gıdaların bu yöntemlerle hazırlanması kansere neden olan kimyasal bileşikler oluştururlar. Bu nedenle haşlama, fırında pişirme ve ızgara yöntemleri tercih edilmelidir.
  • Obezite kanserin oluşumunda rol oynayan etkenlerden birisidir. Obeziteyle meme ve endometrium kanserleri arasında doğrudan ilişki bulunmaktadır.
  • Diyette aşırı olarak alınan hayvansal gıdaların, meme,uterus ve kolon kanseri gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir.
  • Diyetle alınan posadan fakir gıdaların kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanserin gelişiminde rol oynadığı bildirilmektedir. Bu nedenle posa kaynağı olan sebze ve meyvelerin, kepekli tahıl ürünleri ve kuru baklagillerin bolca tüketilmesi önerilmektedir.
  • Antioksidan vitaminler olan A,C,E vitaminlerinin yetersiz alınması kanser nedenleri arasında yer almaktadır. Bu vitaminler kansere neden olan bileşiklerin oluşumunu engelleyebilmektedirler.Ayrıca selenyum,demir,iyot,mağnezyum gibi minerallerin de kanser oluşumunu engelleyici rol oynadığı bilinmektedir.
  • İnek sütünün kanser önleyici etkileri de son yıllarda çalışmalarda gösterilmiştir.


             Kanserin giderek arttığı günümüzde kansere karşı korunmak için bazı tedbirleri almak herkes için faydalı bir hareket olur.Tavsiyeler arasında; ideal vücut ağırlığınızı muhafaza ediniz, hayvansal kaynaklı yağ ve proteinleri azaltınız, yiyecekleri hazırlarken daha çok haşlama, ızgara, fırın gibi yöntemleri tercih ediniz,günde 4-5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketiniz, kuru baklagilleri haftada en az 2 öğün tüketin, süt ve süt ürünlerini tüketirken az yağlı olanları tercih ediniz, sigara ve alkolden uzak durunuz, güneşlenirken uygun zamanda ve kısa süreli olarak güneşleniniz.

Yazıdan fayda gördüyseniz ve beğendiyseniz teşekkür olarak yazının üstünde gösterilen  reklama tıklarsanız sevinirim.