Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bebeklerde Güneş Kremi Kullanımı ve Seçimi

Resim
Güneş yetişkin insanlarda olduğu gibi bebekler için faydalıdır. Ancak güneş ışınlarının zararları bebeklerde daha fazla ve etkili şekilde kendini gösterebilmektedir. Bebek cildi çok hassas yapıda olduğundan onlar için en uygun kremi seçmeliyiz. Güneş ışınları çok kısa süre içersinde bile bebeğin cildine zarar verebilmekte ve çeşitli reksiyonlara neden olmaktadır. D vitamini açısından çok faydalı olan güneş ışınlarını bazı yönlemlerle  zararlı etkilerini en aza indirebiliriz. Öncelikle bebekleri güneş ışınlarının en dik geldiği 12-16 saatleri arasında mümkün olduğunca güneşin zararlı ışınlarına maruz bırakmamak gerekir. Bebeklerin güneşe çıktığı saatlerde ise mutlaka kimyasal olmayan güneş kremleri kullanılmalıdır. Bebekler için kimyasal maddeler içeren güneş kremleri kullanılmalıdır. Bu kremler çocuğun cildiyle reaksiyona girerek tahriş ve allerjik reaksiyonlara neden olabilirler Bebekler için yüksek koruma faktörlü özellikle 30-50 ve üzeri kremler kullanılmalıdır. Yüks...

GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ ÖNEMİ VE ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ

Resim
Bahar ve yaz aylarının gelmesiyle güneş yüzünü gösterirken bizlerde güneşe karşı bazı önlemler almalıyız. Bu önlemlerden güneş gözlüğü kullanımı ve seçimi atlanmaması gereken önemli bir noktadır. Özellikle seyyar satıcılardan alınan ucuz göstermelik güneş gözlüklerin hiçbir koruma sağlamadığını sadece dekoratif  amaçla kullanıldığını belirtmek zorundayım. Güneşten gelen morötesi (ultraviyole) ve kırmızı ötesi (infrared) ışınlar insanlar için zararlıdırlar. Son yıllarda ozon tabakasının incelmesi ve zararlı ışınların miktarının artması sağlık açısından daha önemli bir nokta halini almıştır. Uzun süre güneşin zararlı etkisine maruz kalmak gözde sarı  nokta hastalığı ve katarakta neden olmaktadır. Bu nedenle özellikle yaz aylarında güneş gözlüksüz güneşe çıkılmamalı ve plajlara gidilmemelidir. Ancak güneş gözlüklerimizi taksak ta her güneş gözlüğü ultraviyole ışınları tutmayabilir. Kalitesiz güneş gözlükleri güneşin bu zararlı ışınlarını süzemediğinden göz rahatsızlıklarının or...

HİPERTİROİDİ VE RADYOAKTİF İYOT TEDAVİSİ (ATOM TEDAVİSİ)

Resim
Halk arasında daha çok atom tedavisi olarak bilinen Radyoaktif İyot tedavisi radyasyon kullanarak tiroid bezinin tahribata uğratılması esasına dayanan bir tedavi  şeklidir. Kullanılan bu radyasyon kanser yapmaz. Hipertiroidi (zehirli guatr) tedavisinde yurt dışında ve özellikle  ABD' de tedavide ilk seçenek olarak tercih edilmektedir. Tiroid bezinin gereğinden fazla çalışması ve fazla hormon üretmesine bağlı olarak hipertiroidi halk arasında zehirli guatr olarak bilinmektedir. Hastalarda çarpıntı, kilo kaybı, aşırı terleme, çarpıntı, sinirlilik, tahammülsüzlük gibi klinik şikayetler mevcuttur. Yapılan tiroid fonksiyon testleri, USG ve Tiroid Sintigrafisi tetkikleri ile  tanı kesinleştirilir. Radyoaktif İyot tedavisi ,  ilaç tedavisine rağmen (Pyropiltiourasil ve Metimazol) tiroid hormonlarının normale dönmediği, en az 18 ay ilaç tedavisine rağmen düzelmenin görülmediği, ilaç tedavisinden sonra hastalığın nüks ettiği hastalarda yapılabilir. Ayrıca antitiroid ...

Yapay Tatlandırıcılar Zararlı mı ?

Resim
Günümüzde milyonlarca insan kilo kontrolü ve  Şeker Hastalığı için yapay tatlandırıcılar kullanmaktadırlar. Yapay tatlandırıcılar şekere oranla 200-300 kez daha tatlıdırlar.Şeker tadı veren kimyasal maddeler olarak adlandırılan yapay tatlandırıcılar maliyetlerinin düşük olması sebebiyle de gıda sanayisinde hızla yerini almıştır.   Sükroz, Mannitol, Sorbitol, Ksilitol enerji içeren; Aspartam , Sakarin ve Siklamat enerji içermeyen yapay tatlandırıcı grubuna girmektedir. İthal edilen tatlandırıcıların % 5' i sağlık alanında, %95 'i ise gıda sektöründe kullanılmaktadır. Şekerlemeler, bisküviler, çikolatalar, kahvaltılık gevrekler, meyveli içecekler, reçel,helva,şerbetli ve  sütlü tatlılar, sakızlar, meyveli yoğurtlar, dondurmalar,diyabetik ürünleri  yapay tatlandırıcı içeren bazı besinlerdir. SAKARİN: 1879 yılında ilk kez sentez edilen ve üretilen sakarin şekerden yaklaşık 300-400 kez daha şekerli  olduğu saptanmıştır. 1977 yılında yüksek doz sakarin kul...

POLİKİSTİK OVER SENDROMU

Resim
Polikistik Over Sendromu üreme çağındaki kadınların yaklaşık % 6-10' unda rastlanan hormonal bir bozukluktur. Polikistik Over Sendromlu hastaların çoğunun yumurtalıklarında çok sayıda yan yana dizilmiş küçük kistlerle karakterize bir görünüm izlenmektedir. Düzensiz ve uzamış adet dönemleri, tüylenme artışları, obezite, akne bu hastalarda sık görülmektedir.Üreme çağındaki kadınlarda normal yollarla gebe kalamama aşırı kilo alımı ilk olarak ortaya çıkan bulgulardır.Polikistik Over Senromunun kesin sebebi bilinmemektedir. Adet Görmede Bozukluklar: En sık görülen durumdur. Adet peryodlarının 35 günden fazla olması, 1 yıldan 8' den az adet görülmesi, 4 aydan uzun süre adet görememe gibi durumlarla karşılaşılır. Androjen Hormonu Fazlalığı: Bu hastalarda erkeklik hormonu fazla salgılanmaktadır. Buna bağlı olarak yüz ve vücutta kıllanmada artış, sivilceler, erkek tipi saç dökülmesi gibi bulgular ortaya çıkabilir.  Polikistik Overler: USG' de genişlemiş overler...